Kanlı meni tıpta hemospermi veya hematospermi olarak bilinir. Erkeklerde meninin kanlı gelmesi her ne kadar seyrek görülen bir durum olsa da, ürkütücü ve kişiyi paniğe sevk eden bir durumdur. Genelde altta yatan ciddi bir sağlık sorunu olmasa da, bazen kanser gibi ciddi bir hastalığın belirtisi de olabilir. Tek seferlik kanlı meni özellikle genç yaşlarda, ciddi bir hastalık belirtisi değildir. Ancak ileri yaş erkeklerde ve özellikle tekrarlayan kanlı meni olması durumunda, bir üroloji doktoruna görünmek gerekmektedir. Bu yazımda hemospermi (hematospermi) ile ilgili merak edilen soruları cevaplamaya çalışacağım.
Meninin kendine has bir rengi vardır. Sağlıklı bir erkekte meni (sperm, semen) rengi kirli beyaz renktedir. Bazen hafif sarı olabilir. Uzun süre boşalma olmadığında, meni içerisinde katı maddeler ve topaklanmalar olabilir.
Bazen meni koyu sarı yada kahverengimsi olabilir. Bu durum hemospermi ile karışır. Meninin koyu sarı veya kahverengi olamsı her zaman kanama anlamına gelmez. Koyu sarı veya kahverengi meni, uzun süredir ilişkiye girmeme veya boşalamama durumunda meninin birikmesine bağlıdır. Kanama olup olmadığını anlamak için meninin mikroskop ile incelenmesi gerekir. Eğer mikroskobik inceleme sırasında kan hücresi (eritrosit) tespit edilirse, bu durum hemospermiye bağlıdır.
Menide kan bulunmasına tıpta hematospermi denir. Menisinde kan görmek doğal olarak erkeklerde büyük bir paniğe, endişeye ve korkuya neden olur ve hemen soluğu bir üroloji doktorunda alırlar. Hematospermi, hemospermi, meniden kan gelmesi veya kanlı meni, menide kan olmasını ifade eden durumlardır. Normalde menide hiç kan bulunmaz. Hemospermi bazen mikroskobik, yani sadece mikroskobik inceleme ile tesspit edilebirken, bazen de kıp kırmızı kan şeklinde görülebilir.
Çok sık görülen bir durum değildir. Menide kan görülmesinin sıklığı aslında tam olarak belli değildir. Çünkü erkekler genellikle boşalma sonrasında meniyi görüp incelemezler. Ancak tekrarlayan durumlarda ancak kişilerin dikkatini çeker ve bir üroloji uzmanına başvururlar. Kanlı meni her yaştaki erkekte görülebilir, ancak daha çok 30 ila 40 yaşları arasındaki erkeklerde karşılaşılan bir durumdur. Genllikle insanlar ejakülasyon sonrası menilerini kontrol etmediklerinden çok sık karşılaşılan bir durum değildir.
Hayır, menide kan görmek normal değildir. Mutlaka bunun bir nedeni vardır ve araştırılmalıdır.
Özellikle genç ve seksüel açıdan aktif erkeklerde hematosperminin en sık görülen nedeni üriner sistemde görülen enfeksiyonlarıdır. Bunar arasında en sık görülenleri bel soğukluğu, Chlamidia trachomatis, ureaplasma urealyticum, herpes simplex virüsü, Cytomegalovirus enfeksiyonlarıdır.
Bir defa olan hemospermi genellikle kendiliğinden geçer. Eğer altta yatan ciddi bir sorun yoksa kendiliğinden geçer ve tedavi gerektirmez. Çoğunlukla bu durum aşırı cinsel ilişki veya mastürbasyona bağlı olarak oluşur ve altta yatan başka bir sorun yoktur. Bu gibi durumlarda hemospermi çoğu kez kendiliğinden düzelir.
Menide kan görmek korkutucu olsa da, bu durum nadiren ciddi bir sağlık sorunundan kaynaklanır. Menide bir kereye mahsus görülen kan, genellikle kanser belirtisi değildir. Ancak yine de, mutlaka bir üroloji doktoruna görünmelisiniz. Meninin kanlı gelmesi nadir bir durumdur. Ancak bu durum genellike tehlikeli değildir. Genellikle menisinde kan gören ekekelr, bunu bir kanser belirtisi olarak düşünür ve paniğe kapılır. Kanlı meni özellikle 50 yaş üstü erkeklerde görüldüğünde prostat kanseri akla gelmelidir. 50 yaş üstünde olup menisinde kan gören erkeklerin mutlaka bir üroloğa başvurmaları gerekir.
Hemospermi şu durumlarda tehlikeli olabilir ve mutlaka araştırılmalıdır;
Normalde menide kan olmaz. hemospermi bir hastalık değil, bir hastalığın belirtisidir. Özellikle genç erkeklerde çoğu kez altta yatan ciddi bir sağlık sorunu yoktur. Ancak yinede kanlı meni durumunda mutlaka bir üroloğa başvurmak gerekir.
Hematospermili hastaların şu durumlarda mutlaka bir üroloji doktoruna bşvurmaları gerekir;
Meniden kan gelmesi durumunda gidilmesi gereken bölüm üroloji bölümüdür. Üroloji konusunda uzman olan doktorlara ürolog adı verilir. Hemospermisi olan hastalar ürolog doktor tarafından değerlendirilir. Üroloji uzmanı gerekli muayene ve testlerden sonra altta yatan nedeni tespit eder ve gerekli tedaviyi planlar.
Hemospermili hastalarda altta yatan nedeni araştırmak gerekir. Öncelikle hastaların ayrıntılı bir şekilde sorgulanması ve muayene edilmesi gerekir. Daha sonra gerekli laboratuvar testleri ve görüntüleme tetkikleri uygulanır.
Sorgulama: Hastalara şikayeti, şikayetinin başlangıcı, ne sıklıkla olduğu, varsa kullanılan ilaçlar, cinsel yaşamları, alışkanlıkları gibi konularda bir takım sorular sorulur.
Muayene: Penis, testisler ve testis torbası ayrıntılı bir şekilde muayene edilir.
Prostat muayenesi: Prostat ve çevresindeki yapılar değerlendirilir.
Kan basıncı ölçümü: Hemosperminin nedeni yüksek tansiyon olabilir. Bu nedenle hastanın kan basınçları kontrol edilmelidir.
İdrar kültürü ve antibiyogram: Bu testler enfeksiyonun tespiti için önemlidir.
Cinsel yolla bulaşan hastalıkların araştırılması: Hemospermi olan hastlarda cinsel yolla bulaşan hastalıklar mutlaka araştırılmalıdır.
PSA testi: 50 yaşın üzerindeki erkeklerde prostat kanseri hemospermi yapabilir. Bu yüzden kan PSA testi yapılmalıdır.
Transrektal ultrasonografi: Transrektel ultrason, prostat ve seminal veziküller değerlendirir. Prostat ve meni kesesinde kanser, kist, taş, enfeksiyon varsa ultrason ile tespit edilir.
MR, BT: Altta yatan bir kanserden şüpheleniliyorsa MR ve BT gibi ileri görüntüleme yöntemlerine başvurulabilir.
Hemospermi tedavisi altta yatan nedene göre değişir. Eğer hasta genç, cinsel açıdan aktif ve hemospermi tek bir kere olduysa genellikle altta yatan ciddi bir hastalık yoktur. Bu kişiler takip edilir ve hemospermi kendiliğinden geçer. Eğer takip sürecinde hemospermi tekrarlarsa ileri araştırmalar gerkir. Sonuca göre daha etkin bir tedavi düzenlenmek gerekir.
Eğer hemospermi enfeksiyona bağlı ise bu durumda etken olan mikroorganizmaya yönelik antibiyotik tedavisi yapılmalıdır. Enfeksiyon tedavi edildikten sonra hemospermi düzelir. Bu durum birkaç gün ile bir kaç hafta sürebilir.
Prof. Dr. Yusuf İlbey
Üroloji Doktoru-Ürolog
İstanbul-Türkiye